Yıl 1995 akşam saatleri
henüz 13 yaşındayım. Ekranda bir pusula beliriyor. Ve döndükçe dönüyor.
Annem, babam, anneannem, ablalarım ve ben akşam yemeğini yeni yemişiz. Adının Mithat
Bereket olduğunu annemden öğrendiğim 30’unu yeni geçmiş görünen kıvırcık saçlı bir
adam beliriyor ekranda. Yıkıntıların arasında kahverengi pantolonu ve
pantolonundan birkaç ton açık renk yeleği ile dikiliyor. Taş toprak
yıkıntılarıyla aynı renk olan kıyafetlerinin arasında tek farklı olan şey
saçları; kıvırcık ve siyah. Gördüğüm her şey açıklı koyulu kahverenginin
tonları…. O çocuk aklımla izlemeye devam ediyorum. Hoşgörü şehri olarak anılan
Saraybosna diyor. Evet bu adı biliyorum son zamanlarda sürekli TRT ve Star TV de haberlerde duyuyorum.
Mithat bereket konuşadursun ekranda bombalanan bir camii minaresi görüyorum, arkasından namaz kılan insanlar;
en önde bir imam var, diğer sahnede kalabalık sayılacak bir grup insan
omuzlarında tamamen beyaz çarşaflarla sarılmış insan boyunda bir şeyler
taşıyorlar. Ekrandaki görüntü değişiyor bu kez de bir sokağın köşesinde o zamanlar
40’larının sonunda olan babamdan daha genç olduğunu düşündüğüm bir adam
görüyorum. Elindeki tüfekle ara ara siper alıp ardı ardına ateş ediyor. Altında
bir jean, üzerinde haki rengi bir mont var. Elindeki silaha bakınca asker olduğunu
düşündürüyor ama kıyafetine bakılınca, geçen günlerde askerden izne gelen Dudu
Teyze'nin torunu Hakan ağabeyin kıyafetlerine hiç benzemiyor giydikleri... Sonra
uykum geldi diyorum ve ablalarımla paylaştığım küçük odamıza geçip sıcacık
yatağımda, sabah hatırlamayacağım
rüyalar görmeye koyuluyorum.
İncir kuşlarını elime alıp
arkasını okuyunca bunları hatırladım hayal meyal… ve hemen youtube’dan açıp
programın o akşam izleyemediğim kısımlarını da izleme fırsatı buldum.
Ve bu
kitapta bize televizyon ekranlarının çerçeveleri gibi düz ve köşeli yansıyan bu
savaş esnasında yaşanmış gerçek bir hikayeden bir keşif bulmanın heyecanıyla
başladım kitaba…
Kitapta savaşın
başlamasının nedenleri: savaşın süreci ve nihayet sonu çok başaralı bir şekilde
anlatılmış bence. Suada’nın ve ailesinin dramı da yüreğinize dokunuyor.
Hayır dediğiniz herkesin
öylece hayatınızdan çekip gitmeyeceği günlerin gelebileceğini, çok yoğun
yaşanan bir aşkın reddedilmenin neticesinde yerini o aşktan da güçlü bir
nefrete ve yok etme arzusuna bırakabileceğini gördüm. Ayrıca insanların
mahremlerinin başkalarının tasarrufuna kalması durumunda çekilebilecek yürek
sancılarını ince bir kalemle anlatıyor yazar. Adeta yüreğinize işliyor. Yazarın
diğer kitaplarından Firuzeyi okuduğumda aslında Sinan Akyüz’ün anlatımını düz ve yüzeysel
bulmuştum. Ancak İncir Kuşlarında yazar gerçekten biraz daha derin yazmış
bence. Özellikle 80’lerin sonunda yada 90’larda doğan ve Saraybosna hakkında
pek bir şey bilmeyenlerdenseniz bu romanı okuyun , okuyun ve bugünlerde dillendirilen
iç savaş kavramının ne kadar yıkıcı ve insanlık dışı sonuçlar doğurabileceğine
dair bir nebze fikriniz olsun…..
What is the casino? - SEPT
YanıtlaSilThe best casino online is the One of deccasino the 토토 main reasons why people are septcasino spending gri-go.com money https://deccasino.com/review/merit-casino/ on a game is by having a few options. One of the reasons