17 Aralık 2014 Çarşamba

(HASRET) CANAN TAN -kitap yorumu

Bu kitap beni çocukluğuma götürdü önce, göçmen muhacir  kavramlarını duyduğum ilk yıllara….
Sarışın, mavi gözlü yaşlı teyzelere... Bu teyzeler ağızlarının içinde bir şey varmış da  yavaşlarsa düşecekmiş gibi hızlı konuşurlardı. Bembeyaz saçlarının arasındaki limoni sarı gölgelerden anlardınız eskiden nasıl da sarı saçları olduğunu, yüzlerine oturtulmuş masmavi gözler, porselen kıvamında bembeyaz ten ve minik vişne rengi dudaklarıyla; o gençliklerinin baharında aşklarını en deli, acılarını en dipte, mutluluklarını en zirvede yaşadıkları yıllardan ellerinde bir bunlar kalmıştır. Mahalledeki muhacir Ayşe teyzeler, yine gençliğinden sadece mavi gözlerini, beyaz tenini, saçlarında limoni gölgelerini ve titreyen ellerini getiren Hasan amcalar; aslında giyimiyle, haliyle tavrıyla bizden çok farklı değillerdir çocuk aklımda….
Ama genç kız olup mübadelede Yunanistan’ın bir köyünden taşınan bir ailenin oğluyla, yine o dönemde Girit’ten göçe zorlanan bir ailenin kızının evliliğinden hayat bulan bir erkeğe gönlünü kaptırıp o kültüre gelin gidince anladım ki aynı denize bakan karşılıklı iki toprak parçasının insanlarının her şeyi aynı, her şeyi farklı.
 İçine kapanık, kendi kültürünü yaşatmak için inat eden bu ailenin, aslında sadece buna sahip olduğundan bu kültürle övünüp, bu kültürle yaşayıp hep geçmişten bahsederek benliğini, arada kalmışlığını koruma telaşında olduğunu bugün 10 yıl sonra fark ediyorum.halbuki  Biz taa eskilerden  Anadolu da kök salmış, dedeleri, dedelerinin dedeleri bile buralarda doğmuş şanslı insanlar; kendi kültürümüzü, adetlerimizi bu kadar sahiplenemeyiz çoğu zaman. Çünkü bizi onlardan koparmaya, zorla topraklarımızdan alıp başka topraklara sürmeye çalışmamıştır kimse…  Tabi ki  bizleri bu topraklarda yaşarken buralara sahip olmak için rahatsız edenlerin sayısı azımsanamaz ama o zamanda yine gururla anlatırız bu gündeki  insanlara ''Dedem Çanakkale’de, Yunan işgalinde, Sakarya’da, İzmir’de, Manisa’da, Aydın’da, Muğla’da savaşmış diye… Ve ne mutlu ki bu savaşları veren atalarımız hep galip  gelmişler. Toprağımızdan kopmamıza, başka kültürlerde asimile olmamıza izin vermemişler. Vermemişlerde; işte o büyük kahraman dedelerimizin zaferlerinden sonra mübadele dönemi muhacirleri topraklarından koparan,  aslında yıllarca Müslüman olmayanların arasında Müslüman kalarak gurur duyan Rum ellerindeki Türkleri buraya ana vatana; yine burada Müslüman ülkede Hıristiyan kalarak kendince gururlanan Rumları da Rum eline geri göndermeyle sonuçlanmış.
Gelenler görmüşler ki Türkler ama Türkçe konuşup anlaşmak zor. Buradakiler daha Türk belki daha Müslüman, gidenlerde görmüşler ki oralar daha Rum daha Hıristiyan…
 Artık herkes ana vatanında madem nedir problem? Nedir mübadelenin amacı bu insanların daha mutlu, daha huzurlu, daha güvende olması mı? O zaman toprağı malı, mülkü, evi barkı, belki de sevdiği geldiği  yerde kalan insanın nerede huzuru, nerede mutluluğu, nerede güvenliği? Zaten yollarda telef olup canından olanların kalanlarda açtığı yaraların kapanması bir ömrü olmaz mı? İşte bunları düşünüyorum şimdi; bir kere eşimin anneannesiyle konuşurken yıllar sonra Girit’e gitme fırsatı bulduğunda nasıl hissettiğini sormuştum. Sadece hafifçe gülümsediğini hatırlıyorum. Vereceği cevabın beni de onu da tatmin etmeyeceğini anladığından olsa gerek diye düşünüyorum şimdi.
Eee nerde kalmıştık bugün Canan Tan’ın romanı Hasret’ten bahsedecektim size… işte Hasret’te böyle bir roman mübadelede yarım kalmış bir aşk, babasız kalmış bir çocuk ve vatan neresi diye sormadan duramayacağınız bir olaylar zincirinin içinde bulacaksınız kendinizi. Kah kahrolacaksınız  Patricia’ya, kah nefret edeceksiniz Tacettin’den, kah acıyacaksınız ikisine, kah yorulacaksınız üzülmekten bu acıklı hasret hikayesine….
Canan Tan üslubu ve ele aldığı konularla gölüme taht kuran usta kalemlerden benim elimdeki bu kitap yazardan imzalı ve değeri gönlümde kat be kat artıyor bu sebeple.
Bu yarım kalmış hikayeyi okuduğunuzda elinizdeki tamamlanma imkanı olan her hikayeyi mutlu bitirmek için gücünüz olduğunu hatırlayacaksınız.  
 

2 yorum:

  1. Kolumda damar yolu açıkken okudum kardeşim...Damar yolumu doktorlar, hayata farklı bir pencereyi daha sen açtın... tşk.ederim.Yüreğine Sağlık

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim yorumun benim için çok değerli ��

    YanıtlaSil