Bu romanı karakterleri kendileri
anlatsın istedim:
KURT SEYT;
Benim yerim neresi ? Ben nereye aidim? kimim
ben asker mi? sevgili mi? eş mi? Baba mı? lokantacı? tavernacı? kuru
temizlemeci? Beyefendi? Benim sadece adım var : KURT SEYT... Bu hayat içinde kocaman
bir boşluk, özlem, minnet, sevgi, aldatmacalarla dolu bir zaman birimiyse sonu
nasıl gelecek? Kendimden, benliğimden ödün vermeden yaşayabilmek adına arkamda
bıraktıklarım ne zaman beynimi kemirmekten
vazgeçecek... Nedir bana uygun olan? Kimdir bana layık insan? Nasıldır sürmem
gereken yaşam? Ben onun gözlerine
bakınca eridiysem duman duman, bu doğa ana
bizi birbirimize layık görmüş demek değil mi? Benim
anlatacak çok şeyim var ama henüz bunları anlatacak kadar güçlü kelimeler
yok...
ŞHURA;
Vatanımı , ailemi,
değerlerimizi hiçe sayıp sadece yanında vakit geçirmek, birlikte nefes almak bana yeter diye peşine
düşüp gelmedim mi onunla? Her şeyimi feda edip
yeni bir ülkede, yeni bir hayata başladım mı ? Görmedim mi gözlerin deki
aşkı ? Neden bir ömür sürmesin neden başka yolarda devam etmek zorunda
olalım? Ya da neden o bensiz devam
edeceği hayatta yalnız değilken ben yapayalnız olmayı kabulleneyim.... Ben
neden onun için geldiğim bu ülke de onsuz bir yaşam sürmeyi içime sindireyim...
Beni bu kadar sevdiğinden eminken nasıl bir başkasının eşi, başkasının
çocuklarının babası olmasına katlanayım.. Katlanamam sevgimi içime gömüp gitmeliyim...
MURKA; ( benim için ayrıcalıklı çünkü hep onunla
empati kurdum okurken ve Murkayı ben anlatayım istedim, kendi gözümden)
''Hayatım boyunca hep onu
sevdim ''diyor kocam. Aman Tanrım sanırım ateşim yükseliyor. Kalbime bir kor
yerleştirmişler. Yok yok öyle bir acı değil bu. Galiba biri göğüs kafesimden
elini sokup orada kendi halinde bir ritim tutturmuş olan kalbimi sanki
sıkıştırıp posasını sıkmak ister gibi canımı acıtıyor. Saç diplerime küçük
iğneler yerleştirmişler ve hepsi aynı anda aynı oranda basınca maruz kalmış
gibi beynimin kendi paylarına düşen noktalarını didikliyorlar.. Bu nasıl bir
acı Allahım; bu nasıl bir öfke, bu nasıl bir utanç, bunca yılımı böyle geçirmiş
olamam... Bir başkasının yedeği , bir başkasının ikamesi olarak mı sürdürdüm
ben evlilik sandığım bu oyunu... Birden bir
şey oluyor''Aslında her şeyin farkındaydın'' diyor bir ses'' yıllarca onun
yerine geçmeye çalışmadın mı?'' '' Kocana onun gibi bakmaya, senin de onun gibi
sevildiğini düşünmeye çalışmadın mı?'' diyor..
Yooo ben bu değilim bunlar bana söylenemez .... Ben MURKA
değilim... işte bu kitabı okuduktan
sonra gördüğüm kabuslardan sadece biri..
Ama ya olsaydım ? Kendimden
yaşça çok büyük, ben yürümeyi öğrenirken
o koşmaktan yorulmuş, yürümek için bile zor güç buluyorsa bu hayatta, ne
kadar zor olurdu.. Bahsettiğim hiç bir şey yaşla ilgili değil aslında, hayatı
paylaştığınız insanın gönlü yorgunsa tedavisi sadece o gönlü bu denli
yorandadır bence... Ve bu bile sizi koşmadan yavaşlamaya, bir köşe bulup oturmaya ve orada öylece
beklemeye mahkum etmeye yeter...
İşte kitabın üç karakteri, aslında 2 kitap KURT
SEYT&SHURA ve KURT SEYT& MURKA ancak aynı hikayenin iki farklı tarafını
anlatan bu iki kitaptan birlikte bahsetmek bana daha mantıklı geldi , ne de
olsa her hikayenin birden fazla tarafı ve her bir tarafın da kendine özgü
hikayesi vardır.. Bu romanlar gerçek hayattan alınmış oldukları için mi? Yoksa böyle büyük aşkların böyle küçücük
şeylerden yerle bir olması ve her bir kahramanın başka taraflara savrulması mı?
Bilmiyorum ama gerçekten çok etkilendim...Geçmişten izler taşıyan bu gerçek
kesit ,bugünkü hayatlarımızın nasıl şekillendiğini
ve bizden öncekilerin bugün bizim olan şeyler için nelerden vazgeçtiklerini
biraz düşünme olanağı veriyor...
Kitapların ikisini de yeni bitirmiştim. Bir akşam TV izlerken bir dizi
fragmanı gördüm... hem erkek oyuncu, hem de kadın oyuncu, içinde bulundukları ortamı
da göz önüne alıca bana bu hikayeyi hatırlattı. Biraz daha izledim ve sanki
hikayede bu romana bağlanacakmış gibi bir hisse kapıldım. Arkasından ekranda
gördüğüm KURT SEYT VE SHURA yazısı beni hafifçe gülümsetti. Bazı romanları
okurken kesinlikle bir filmi çekilmeli derim içimden ama aslı bir dizisi olalı
demedim şimdiye kadar, çünkü okuduğum kitapların dizisi çekildiğinde maalesef
hikaye ya seyrini kaybediyor ya da aslında romanda olmayan bir sürü karakter
beliriyor ve hikaye olması gerekenden çok farklı bir noktada sona eriyor... O
yüzden fragmanı dışında bu dizinin bir bölümünü bile izlemedim... Geçenlerde de
yayından kaldırılacağına dair bir haber okuduğumu hatırlıyorum. Bu kadar fazla
satmış bir roman olmasına rağmen ekranda başarılı olamamasının sebebi hikayeye
bağlı kalamamaları olsa gerek ,yoksa bu romanı okuyan hiç kimsenin ''etkilenmedim,
üzerine düşünmedim, sonunu öğrenebilmek için sabırsızca başından kalkmadan okudum''
dememesi imkansız...
Daha önce kitapları
okumayanlar, ya da dizi de aradığını bulamayanlar, hatta dizinin çok güzel
olduğunu düşünenler... Yazarın kendi dedesi ve büyükannesinin hikayesini
anlattığı bu roman, sizi gerçekten o yıllara götürüp karakterlerin her birini
istisnasız yargılayıp haklarında düşünmeye sevk edecek... Keyifli bir pazar olsun...