Bir
baba, bir oğul, istenmeyen bir vedayı en iyi şekilde gerçekleştirme çabası…
Kuşlar Yasına Gider… Harika bir dil. Egenin İçlerinden, başkentin dışında kalan
bir semtine uzanan olaylar.Ya da iki şehrin paylaşamadığı bir hikaye demek daha
doğru belki. Güzeldi.
Babaların
yeri hepimizde ayrıdır mutlak ama temeli aynıdır duyguların, yanımızda değilse
ya da artık eski gücünü yitirmişse bir yanımız eksik kalır artık. Ama ya varken
yoksa… İşte o zaman gücü kuvveti olmaz insanın bu hayata direnmek için. Hem kırgın
hem de kızgın geçer onsuz günler. Zaman geçer telafisi olmayan anlar kaçar
çünkü elden. Onunla paylaşılmamış bir sürü güzel an, duyulmamış aferinler… Geri
geldiğinde de her şeyi paylaşmanın telaşı…
Her
bakışın bir dokusu, her sözün bir tadı, her dokunuşun bir kokusu olabilir eğer
Hasan Ali Toptaş anlatıyorsa. Soyut şeyleri somutlaştırmak bir yetenektir evet;
ancak soyut bir şeyi elinize alıp koklatıyor ya da sesini duyuruyorsa bir
yazar, işte bu başka bir şeydir. Adı nedir bunun derseniz, o her okuyanda ondan
aldığı tada göre değişir. Bence Hasan Ali Toptaş’ın yeteneği onu okuyanlara
sunulmuş bir hediyedir. Okurken dokunmak da, koklamak da, tatmak da bir lükstür
çünkü bence okur için. Yorulmazsınız okurken. O sizin için her şeyi
düşünmüştür. Yormadan, sakin sakin ama sıkmadan yazar. Size sadece söylemek
istediğini almak kalır.
Ben
de öyle yaptım işte ne verdiyse aldım bu romandan elimde de sevdiği şeyler için ömrünü adamış
bundan asla vazgeçmemiş bir adamla, babasının varlığına ancak yetişkin olunca
alışabilmekten kaynaklığı burukluğunu içine gömmüş bir evladın hikayesi kaldı.
Benim
üniversite yıllarım iki şehirde geçti . Denizli ve Ankara. Romanda bu iki
şehirde geçince her mekan, her cadde, her sokak tanıdık geldi bana 2000ler’in
başına gidince de tazelendim sanki bu hüzünlü hikayeyi okurken. İyi geldi bana
bu roman. Hem diliyle büyüledi hem de her günün aslında geri dönüşü olmayan
dünlere kapanan kapılar olduğunu hatırlattı.
Eh
ben size ne diyeyim Hasan Ali Toptaş’ı bilenler bilir, bilmeyenler de
kayıplarını telafi için alıp hemen okusunlar. Kuşlar Yasına Gider İle
başlasınlar tanımaya ve hayran olmaya. Tabi mutlaka Heba’yı da okusun henüz
okumayanlar. Bence ne demek istediğimi o zaman daha iyi anlayacaklar..
Keyifle
okuyun. Okuduklarınızı anlatın. Paylaşınca büyür her şey.