Klişe olan ama her zaman doğru olamayacak
bir sözle başlayacağım: ''Yalnız doğup
yalnız ölüyoruz hepimiz''. Yani aslında yalnız öldüğümüz ya da doğru deyişle
yalnız öleceğimiz doğru olsa da dünyadaki herkesin yalnız doğduğunu söylemek teknik
açıdan hatalı olabilir. Anne karnında yalnız olanlar olduğu gibi bu yolculuğa
tek başına çıkmayanları da unutmamak gerekli bence. Ben böyle söyleyince eminim ikiz kardeşlerden
bahsettiği mi anladınız. Ailemde ikiz oranı yüksek olduğundan belki de, ben pek
yadırgamam ikizleri aslında ama çok özenirim ikiz kardeş sahibi olanlara. Daha
bir damlayken sizinle aynı rahmi aynı anda paylaşan bir can daha olması onun
kalp atışlarını duyup varlığını hissetmek ne büyük nimettir ! Tıpa tıp size
benzeme ihtimali gerçekleşmese de sizinle aynı anda büyüyüp gelişen aynı anda
dünyaya gözlerini açacak olan bir kader arkadaşına sahip olmak büyük ayrıcalık
benim gözümde. Bu bahsettiğim dönemi hatırlamasak bile o bir kalbin sizinkiyle
birlikte attığını hissederek dünyaya gelmek ne güven vericidir, kim bilir?
Ben sevmem belirsizlikleri emin olmak isterim
bugün yanımda olan yarında benimle devam edecek mi diye. İşte eğer ikiziniz
varsa bu böyle olacaktır. Artık emin olabilirsiniz...
Doğuştan bir arkadaşa sahip olmak, hele
sizinle aynı kanı taşıyan bir arkadaşa sahip olmak hayata 1-0 galip gelmektir.
Çocukluğunuz boyunca 2 kişi oynanan hiçbir oyun için eve bir arkadaşınızın
gelmesini beklemeye gerek yoktur mesela. En yakın arkadaşınıza bile
söyleyemeyeceğinizi düşündüğünüz her şeyi hem kardeşiniz hem arkadaşınız olan
ikizinize anlatabilirsiniz pekala.
Hiçbir zaman yalnız kalmaktan
korkmazsınız. Hep yanı başınızdadır
ikiziniz...
Kitabımız işte böyle hissederek büyüyen ikiz
kardeşlerden birinin hikayesini merkeze alan harika bir roman. İkizini kaybetmek ondan haber alamamak nerde
hangi şartlarda olduğunu bilmeden yaşamak zorunda olmak bu dünyadaki diğer yarısını
yitirmek gece gündüz buna kafa yormak ne zor bir durum olurdu diyerek yaklaşık 200-250 sayfa okumak gerçekten oldukça etkileyiciydi
benim için.
Tabi bir de unutmak istediğimiz yaşamamış
olmayı dilediğimiz olayların izlerinden kurtulmak için beynimizin bize ne oyunlar oynayabileceğine şahit olacaksınız. Yokluğuyla sarsıldığınız
çok değerli insanlara olan özleminizi nasıl giderme yolları bulduğuna da...
İnsanoğlunun başka bir vücut tarafından
sarılıp sarmalanmaya nasıl ihtiyacı olduğunu bu duyguyu tatmin edebilmek için
ne yollar bulduğunu da göreceksiniz... Kalbinizin sancısını etraftan gizleyecek
kadar güçlü olan teninizin de ne denli hassas olabildiğini.... Canınıza
kastedecek kişinin etrafınızdaki en aciz ve yardıma muhtaç olduğunu
düşündüğünüz kişinin de olabileceğini düşüneceksiniz... Aşk neler yaptırır,
nelerden vazgeçirir tek tek
sorgulayacaksınız...
Hep istediğim şeyi yapabilmiş bir insanla tanıştım
bu kitapta: kitapla dolu bir dünya hayata kitapların gözünden bakıp , anlam vermeye
çalışan harika bir adamla Ahmet , Mehmet ...Kardeşlik ne harika bir duygu ya da
ne zor tek başına olmak...
Yine bir '' Zülfü Livaneli'' klasiği yine
ağzınızı açık bırakacak bir son... Tadını çıkarın...
Hayır bitmedi: Söylemek istediğim başka şeyler de var. Üç
haftadır yazmıyorum bu blogta neden mi çünkü her blog sahibinin düşebileceği
bir yanılgıya düştüm ilk etapta... Yalnızlık... Sanki kendi kendime yazıp
kendim okuyormuşum gibi hissetmek pek memnun etmedi beni. Herkesle aynı şeylerden zevk almayı aynı
konulardan bahsetmeyi, sevmeyi bekleyerek açmadım bu blogu elbette ama neredeyse
kimseden geri dönüş almadan sürekli yazmak gerçekten zormuş onu anladım bu
sayede... ''Yazıların çok uzun'','' Ben henüz o kitabı okumadım o yüzden yazını
da okumak istemedim'' gibi geri dönüşler
almak içimi burktu açıkçası zaten amacım okuduğum kitapları başkaları da okusun
başkaları da bu güzel hikayelerden haberdar olsun onlarda hangi duyguları
uyandırdığını anlatsındı. Ama sadece
sessizlikle karşılaşmak beni biraz zorladı sanırım yine de pes etmiyorum
teknoloji çağında hala benim gibi kitaplarla dolu bir dünya da yaşayan insanlar
olduğuna dair inancımı kaybetmeyeceğim. Kaybetmek istemiyorum en azından. Kitap kokusu güzeldir ,her kitap başka dünyadır.
Biraz yazmaya başlayınca gördüm ki yazmak konuşmak gibi değil, yazmaya
başlayınca gerçekten ne düşündüğümü daha açıkça anlatabildiğimi görmek beni
şaşırttı ve bu yüzden yazabilen kendini bu yolla anlatan tüm yazarlara
hayranlığım bir kat daha arttı bu nedenle ben de
yazacağım eminim bunu fark eden herkes de okuyacak hem kendini bulmak hem başka
dünyalara kucak açmak için okuyacak.. Yazmak güzeldir.. Ama yazılanları okumak
başka bir duygudur ben şu anda ikisini de yaptığım için gurur duyuyorum. Tabi ki yazar değilim ve öyle bir amacım da yok ama
neden düşünceleri mi yazıp paylaşmak istemeyeyim ki... Mutlu bir gün olsun ben mutluyum çünkü....
Siddetle tavsiye edermisin ben serenad,mutlulugu okudum seranad beklentimi karsiladi,ama mutluluk icin ayni seyi soyleyeme.
YanıtlaSilEvet canım mutlaka okunmalı dediğim kitaplarından Livaneli'nin ama mutluluk hakkında sana katılıyorum ben de tatmin olduğumu söyleyemem.
YanıtlaSil