''Çünkü
bir erkek bir kadının nefesi kadar''
Taa
eskilere dayanır düğümlere üflemek.. . Çok eskiden ipleri düğümler ve o
düğümlere üflermiş kadınlar kalbini acıtana, canına yakana, hayallerini yıkana
aynı hisleri yaşatmak, intikamlarını almak için.
İşte
o günlerden gelirmiş aslında nazar duası okuyup sonra da üflemek... Öyle gerçek
ki aslında bu büyücü kadınlar, Kuran-ı Kerim'de de geçiyor bir surenin ayetinde..
Her kadın biraz büyücüdür aslında yani mutlaka intikamını alır canını yakanı asla
Allah'a havale etmez... Burada dikkat
çeken durum çoğu zaman ''Havale ettim'' demesidir kadının, ama içten içe hep
ister ''ah''ı tutsun onun da canı yansın.
Bugünlerde
gündem hep kadınların canının yakılması , canlarının alınması olunca aklıma bu
kitapta tanıdığım dört kadın düşüverdi.
Bu kadınlar mazlum olmaktan vazgeçip canlarını yakanlara inat zalim olmayı
seçen kadınlar. Böyledir çünkü eğer acıyı sefaleti rezilliği bu kadar uç
boyutta yaşatırsa insanlar size, asla orta yolu bulup oradan ilerlemek olmaz
amacınız. Artık gücünüz yerine geldiğinde yeterli bir hayat sürmek değildir
istediğiniz, yine uçlarda yaşamak istersiniz hayatı. Zenginliği, güzelliği,
bolluğu, mutluluğu,aşkı hatta intikamı bile yine en uç noktalarda yaşamaktan
yanadır yüreğiniz. İşte bu dört kadın
artık mazlum olmaktan vazgeçiyorlar ve mazlum olup hayatlarının figüranı olmak
yerine zalim olup başrolü kapma hevesine düşüyorlar... Yol romanı bu kitap. Bence
canınız yanıyorsa nereye giderseniz gidin, ne kadar kaçarsanız kaçın, yine
yanar. Derdiniz sizinle gelir her daim.. Ancak derdinizin dermanı çıktığınız
yolun sonundaysa işte o zaman derdiniz de biraz değişir. Daha ağır, daha
çekilmez, daha taşınmaz olur içinizde. Her
adımda intikamınızı alıp huzura erişmeye
biraz daha yaklaşmak içinizdeki kini de nefreti de daha taşınmaz daha
katlanılmaz kılar. Bu yüzden bu zorlu yolda bu kadınları ortak payda da
birleştiren intikam duygusu yol boyunca onları daha yorgun, daha mutsuz, daha
şaşkın hale getirecek . Bu yolculuğa tanık olmak bu denli hissetmek sizi de sarsacak çünkü bir darbe de yıkılan,
sanki bedeni ve kadınlığından başka bir şeyi yokmuş gibi o bedenin yüküyle
toplumumuz da ezilen kadının, aslında onu ezen tüm erkeklerden güçlü
olduğunu gururla bir kez daha görmek
size bambaşka bir yol açacak. Aldığı nefese göz diken tüm erkeklere inat o
nefesle bir erkeği ayakta tuttuğu gibi yıkabilecek kadar güçlü kadınlarla
tanışacaksınız. Roman bir Orta Doğu
romanı ve sanki çok uzaklarda yaşanıyormuş gibi düşünseniz de yanı başınızdaki
kadar gerçek olması biraz içinizi burkuyor. Ne de olsa biz Orta Doğulu olmayı
kabul etmeyip o kültüre maalesef bu kadar yakın yaşadığımızı görüp sarsılmaya
alışık olduğumuzdan belki de çok şaşırmazsınız. Ne bileyim? Bana öyle oldu
mesela. Tek tesellim yalnızca bu toplumlarda değil medeni olduğunu iddia
etiğimiz hatta dönem dönem kadının rahat davranışları yüzünden neredeyse çağdaş
Türk kadını çizgimizden çıkmak pahasına
kınamaya kalktığımız toplumlarda da kadın maalesef hep kadın...
Bu
kitapta çok farklı sebeplerle ülkesinden, yerinden yurdundan edilmiş ya da
vazgeçmek zorunda bırakılmış dört kadının ortak bir yol bulup yeniden hayata
tutunmak için bir neden arayışına şahit oldum ben. Kitabı bitirdiğimdeyse ''Ne
güzel şey kadın olmak'' deyip gururla arkama
yaslandım...
Biraz
da yazardan bahsetmek istiyorum aslında. Çünkü Ece Temelkuran müdavimlerinin
alıştığından olsa gerek su gibi aktığını iddia etseler de aslında yazarın
şimdiye kadar okuduğum romanları beni ilk 100 sayfasında yorup sonra da
vazgeçemediğim bir şekilde sürükledi her zaman. İşte tam da bu sebeple Ece Temelkuran'ın
kitaplarını okumanın bir emek meselesi olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum sadece
bir roman kurgulayıp geçmekten öte her zaman verecek bir mesajı ve sonunda da
okuyucusuna düşünüp irdeleyecek bir şeyler verme amacı var yazarın ve böyle
sizi ballandıra ballandıra sonuca götüren sonuca götürürken etrafından dolaştırmak
yerine etrafınıza da bakmanızı sağlayan tüm yazarlarda olduğu gibi onun romanlarında bu hazzı
yakalamak beni oldukça keyiflendiriyor.
Keyifle
okuyun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder