26 Nisan 2015 Pazar

BİT PALAS (ELİF ŞAFAK)-kitap yorumu

''Dört duvar''  bu dört duvar dediğimiz şey ne özel ve güzeldir bizler için. Her şeyden önce bizi korur dört duvar dışarıda kıyamet kopsa  biz mis gibi sıcacık evimizin duvarlarına  sığınırız.. Biliriz bu dört duvar bizi saklar, kapımızı kapatınca bir biz kalırız bir de duvarlar... Biz ev deriz dört duvara; yuva,hane... Aslında tüm amaç dış dünyadan ayrılmak kendimize özel  bir yer edinmektir. Çünkü bazı sırların da tek ortağıdır duvarlar:  Gizli aşkların, utanılacak kusurların, çekilen çilelerin, cinayetlerin, doğumların, ölümlerin,  el açıp edilen duaların, tutulan dileklerin, tutsun istenen ahların... Bir biz varız bir de duvarlar... İşte bu içine sığınıp kendimizi tamamen özgür bıraktığımızı sandığımız anları aslında bizi çepeçevre saran ve sınırlayan duvarların içinde;  evlerimizde yaşarız hepimiz. Genel olarak herkesin bir evi vardır ve kendini duvarlarla ayırdığı komşuları... Sanırız ki komşu dediğimiz evimizin kapısından çıkınca karşılaşacağımız ya da biz isteyince hayatımıza dahil edebileceğimiz insanlar topluluğu halbuki komşularımız her yerdedir.   Yaptığımız yemeği kokusundan bilen, attığımız çöpten bir gün önce nasıl bir akşam geçirdiğimizi tahmin edebilen, hatta eğer benimki gibi bir apartmanda oturuyorsanız incecik duvarların ardından her hapşırığınızda  çok yaşa diye seslenmek isteyen insanlardır komşular.Asansörünüzün, otoparkınızın (ya da karşı caddeye park ediyorsanız caddenin), çöpünüzü bıraktığınız belediye çöp bidonunun, merdiven boşluğunun, apartman sığınağının ortağıdır komşularımız. Yaz günleri yaptığınız tatlı balkon sohbetlerinin, eşinizle yada çocuklarınızla ettiğiniz kavgaların da isteksiz kulak misafiridir komşularınız. İsteksiz diyorum çünkü herkes bilir; eğer komşunuzun kavgasını evden duyabiliyorsanız, sizinki de onun tarafından duyulacaktır günü geldiğinde.

İşte bit palas hepimizin olabilecek bir apartmanın sıra dışı sakinlerini, hayatlarının nasıl birbirinden ayrı ve birbirine bağlı ilerlediğini anlatan zaman zaman sizi her #Elif Şafak #Romanı gibi Osmanlıca sözlüklere gark edip bir kelimenin anlamını aratan, uzun cümleleri okurken sıkılmakla merak etmek arasındaki o ince çizgide götürüp getiren, cümlelerden çıkaracağınız anlamla derinden sarsan, son sayfayı çevirirken aslında çok gördüğünüz ama hiç umursamadığınız günlük hayatın bazı noktalarına daha farklı bakmanızı sağlayan ince yazılmış ama kabaca okunmuş hissi yaratacak bir roman.

Bu romanı okuduktan sonra her komşunuza, her duyduğunuz kokuya ve her gördüğünüz bahçe duvarına gelişi güzel yazılmış uyarı yazısına daha başka bakacaksınız.. Bence elif şafak romanlarının tüm amacı da bu günlük yaşamın olağandışı noktalarına daha dikkatli baktırabilmek. Bu kitap da diğerleri gibi bilmediğiniz, ya da hiç karşılaşamayacağınız hayatları değil tam ortasında durup  hiç fark etmemiş olabileceğiniz hayatları görmenize yardım edebilecek bir yapıt. Harka bir #kitap

 Kalemine, yüreğine sağlık ....